SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

MENASİK BAHSİ

<< 1745 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا الْقَعْنَبِيُّ عَنْ مَالِكٍ ح و حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ يُونُسَ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْقَاسِمِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ كُنْتُ أُطَيِّبُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لِإِحْرَامِهِ قَبْلَ أَنْ يُحْرِمَ وَلِإِحْلَالِهِ قَبْلَ أَنْ يَطُوفَ بِالْبَيْتِ

 

Âişe (r.anha) demiştir ki:

 

Ben, Rasûllullah (s.a.v.)'e ihram'a girmesi için ihramdan önce, ihramdan çıkması için de Beyt'i tavaf etmeden önce koku sürdüm."

 

 

İzah:

Buhârî, hac, libâs; Müslim, hac; Tırmizî, hac; Nesâî, menâsîk; ibn Mâce, menâsik; Dârimî, menâsik; Muvaltâ', hac; Ahmed b. Hanbel, VI, 39, 98, 108, 130, 162,  175,  181, 186,  192, 200, 207, 209, 214, 237, 238, 244, 245, 254, 257.

 

Hacca niyet eden bir kimseye, kadınla cima, dikişli elbise, kara avcılığı, koku sürünme, tırnak kesme ve ben­zeri fiiller yasak kılındığından, hacca niyet etmeye "ihram" adı verilmiş. Bu bakımdan metinde geçen "ihrama girme" sözüyle hacca niyet etme mânâsı kasdedilmiştir. Bir başka tabirle ihram; harama girmek, "hılF'de ihramdan çıkmak demektir. İhramdan çıkan bir kimseye ihramh iken ha­ram kılınan şeyler tekrar helal kılındığından ihramdan çıkmaya bu isim verilmiştir.

 

Metinde geçen "koku sürdüm" sözünden maksat, hacca veya umreye niyet edeceği için bedeninin ve elbisesinin bir kısmına güzel kokulu misk sürdüm demektir. Bu ifade Nesâ î'nin rivayetinde; "Resûlullah'a (s.a.v.) ihrama girerken ve ihramdan çıkacağı sırada kendi ellerimle güzel koku sürdüm."[Nesâî, menasîk] şeklindedir.

 

Metindeki "Beyt'i tavaf" kelimesinden maksat "tavaf-ı ifâza" da de­nilen "tavaf-i ziyâref'tir. Bilindiği gibi hacıların Arafat'tan indikten son­ra yaptıkları bu tavaf, haccın rükünlerinden olup bunun dört şavtı her hac edene farzdır. "Akabe cemresi atılıp, kurban kesildikten ve tıraş olun­duktan sonra ve tavafı ziyaretten önce her hacı adayı için cinsî münasebe­tin dışındaki hacla ilgili bütün yasaklar helâl olur. Buna "et'tehallülu'l-evvel = birinci helâl" denir. İşte Hz. Âişe'nin Hz. Nebie koku sür­mesi bu esnada olmuştur.

 

Müslim'in bir rivayetinde de bu hadis "Ben, Resûlullah (s.a.v.)'i ihra­ma girmezden evvel bulabildiğim en güzel koku ile kokulardım, sonra ih­rama girerdi."[Müslim, hac] şeklinde geçtiğinden fiili yardımcı fiil olarak kullanıldığı zaman tekrar ifâde edip etmediği ulemâ arasında ihtilâf konu­su olmuştur. Bu sebeple bazıları fiilinin yardımcı fiil olarak kulla­nıldığı zaman tekrar ifade ettiğini söyleyerek bu hadisten "Bir ihram için birkaç defa koku sürünmekte bir sakınca olmadığı" hükmünü çıkarmışlardır. Bazıları da Hz. Âişe'nin, Resûlullah (s.a.v.)'a bir defaya mahsus olmak üzere Veda Haccı'nda koku sürdüğünü delil getirerek "( dit  ) fiili yardımcı fiil olarak kullanıldığı zaman tekrar ifade eder" diyenlerin görü­şünü reddetmişlerdir. İbn Hâcib birinci görüşü müdafaa ederken, İmâm Fahruddîn Râzî de ikinci görüşü benimsemiştir.

 

Ehl-i tahkik ulemâdan bazılarına göre tekrar ifade eder. Fa­kat tekrar ifade etmediğine dair bir karine bulunduğu zaman, tekrar ifade etmediği anlaşılır. Hanefî imamlarından Aynî de bu görüştedir. Bu mevzudaki Müslim hadislerinin bazılarında bu ifadenin "kokulardım" şeklin­de geçmesi, fiilinin tekrar ifade ettiğine ve Hz. Âişe'nin resûl-i Ekrem'i ihramdan önce birkaç defa kokulamış olduğuna bir karine teşkil etmektedir.